iSTANBUL

ciziyorum milliyet

leman 1resim yazı1resim yazı1resim yazı1resim yazı

2 Kasım 2008 Pazar

Rakı


Rakı


Neymiş efendim...

Atatürk rakı içiyormuş.

Aslandı o, aslan...

Aslan sütü içecek tabii.

*

Hadi siz "dönülmez akşamın ufkundayız" diye ince ince başlayın, ben de size yıllar önce yazdığım yazıyı anlatayım...

*

İçki yasaklanabilir.

Bence mahzuru yok.

Ama rakı asla...

Çünkü takunyalılar öyle zanneder ama, aslında "içki" değildir rakı.

*

Yurt sevgisidir örneğin...

İki tek attın mı, "n’olacak bu memleketin hali?" diye endişelenmezsin aksi olsa!

Tıp bazen çaresizdir...

O ilaçtır.

Gurbete bile iyi gelir.

*

Kontörsüz muhabbettir.

Büst gibi oturan adamın bile çenesini açar, gülümsetir. Kahkahadır. Acısıyla tatlısıyla hatıraları kaydeden hard disk’tir.

*

Botoks’tur bir nevi.

En kaknemi bile bir başka görünür gözüne... Çirkin kadın yoktur, az rakı vardır. İçilir, güzelleşilir.

*

Herkesin gençlik hatası olabilir... Bira içersin.

Sonradan para kazanıp tenise başlayınca, şarap içmeyi matah zannedersin. Amerika’da TIR şoförlerinin içtiği viskinin dublesine Etiler’de TIR parası ödersin, ayrı...

Kürkçü dükkánıdır.

Döner dolaşır, gelirsin.

*

Orhan Gencebay’dır.

Entel barlarda, sosyete kulüplerinde dinlemeye utanırsın... Ama hepimiz biliriz ki, ezbere bilirsin... İstediğin kadar ağız burun kıvır, altın plağı hep o alır.

Tatlıses’tir.

Realite’dir.

*

Çocuktur, ağlarsın.

*

Hele beyaz "p"eynir ile "k"avun olursa sağında solunda... Örgüttür.

PRK...

Ama bölücü değil, birleştirici örgüt.

Türk’ü de içer, Kürt’ü de, Laz’ı da, Çerkez’i de. Sor bak, Ermeni’si de, Rum’u da, Yahudi’si de.

*

AB’cidir...

Çünkü Rum öyle bir meze yapar ki, helali hoş olsun, Kıbrıs’ı veresin gelir!

*

Madem gıcıksın rakıya...

Neden balık avlıyorsun o zaman kardeşim?

Şerbetle mi yiyeceksin lüferi?

Ne anlamı var deniz börülcesinin, rokanın, radikanın, cibezin...

İnek miyiz biz?

*

Yanlış şiir okuyorsun...

Hapse giriyorsun.

(Üstüne, yanlış şair okuyorsun...)

*

Oku bak...

Ne diyor dünya güzeli Orhan Veli:

Şiir yazıyorum

Şiir yazıp eskiler alıyorum

Eskiler verip musikiler alıyorum

Bir de rakı şişesinde balık olsam...

16 Haziran 2008 Pazartesi

Liman von Sanders Yılmaz ÖZDİL yozdil@hurriyet.com.tr

Yılmaz ÖZDİL yozdil@hurriyet.com.tr



Dün...

16 Mayıs, cuma, Mustafa Kemal'in Bandırma vapuruyla Samsun'a gitmek üzere yola çıktığı gün, yani 16 Mayıs, cuma, Bandırma limanı ile Samsun limanı satıldı!

*

Samsun'a bi varacak ki...

Liman satılmış.

"Ordu limanına yanaşalım" dese...

Satıldı.

"Çek Trabzon'a" dese...

O da satıldı.

"Rize?"

Satıldı.

"Bari Hopa'ya gidelim..."

O da satıldı.

"Dönün kardeşim Sinop'a!"

Satıldı.

"Ereğli limanı?"

Satıldı.

"Yarımca limanına gitsek..."

Satıldı.

*

"Bana satılmayan liman bulun" dese, dün itibarıyla, memleketi Karadeniz üzerinden kurtarması mümkün değil.

*

"Tekirdağ limanına çıkayım, oradan yüze yüze karşıya geçerim" dese... Satıldı.

*

"Dümeni Ege'ye kır" dese...

Dikili limanı satıldı.

İzmir limanı satıldı.

Kuşadası limanı satıldı.

Marmaris limanı?

Satıldı.

*

"Madem öyle Akdeniz'den girelim" dese...

Antalya limanı satıldı.

Alanya limanı satıldı.

Mersin limanı satıldı.

İskenderun limanı satıldı.

*

"İtalya'ya gidelim, oradan uçakla gelelim" dese... Havalimanları zaten satıldı.

*

Bakın "İtalya" dedim, aklıma geldi... Mustafa Kemal'in henüz haberi yok ama, İstanbul aşığı İtalyan ressam Zonaro, şahane bir tablo yapmıştı, "Galata Limanı..."

O da satıldı.

*

Birileri araya girip "satılmama koşulu"ndan vazgeçirmezse...

Mustafa Kemal'in işi zor!

amozon magazası